Barış Mükyen | Startup hukuku girişim

2000’li yıllarda Amerika’da başlayan ve büyük bir ivme ile popülerleşen, günümüzde ise uluslararası anlamda sektörlerin önemli bir parçasını oluşturan start-up’lar, sağlam ve vizyoner bir fikrin, herhangi bir tecrübe sahibi olunması gerekmeksizin ve bürokratik süreçlere bağlı kalınmaksızın gerçek dünyada somutlaşmasını sağlamaktadır. Bu noktada start-up’ları klasik anlamda şirketlerden ayıran nokta büyüme amacıyla birlikte küçük ölçekli bir takımdan oluşması ve düşük bir bütçe ile sürece başlamalarıdır. Start-up’ların temel amacı sermaye ihtiyacı duyan yeni bir fikir ya da projenin, yatırımcılar sayesinde belirli bir süre içerisinde büyümesini sağlamaktır.

Start-up’a konu girişim, süreç içerisinde pek çok kez yatırım alabilir ve bu yatırımlar sektör içinde tohum öncesi yatırımı, tohum yatırımı, A serisi yatırım, B serisi yatırım ve C serisi yatırım olarak adlandırılmaktadır. Tohum öncesi yatırım projenin henüz fikir aşamasında olduğu dönemde alınan yatırımdır. Tohum yatırımında ise girişim ilk resmi yatırımını elde eder. A serisi yatırımda girişimin gelişiminin hızlanması amaçlanırken, geliştirme aşamasının tamamlandığı noktada B serisi yatırım ile girişimin bir üst noktaya taşınması ve pazar taleplerine karşılık verebilecek düzeye gelmesi amaçlanır. C serisi yatırımda ise artık başarılı olmuş girişimin yeni pazarlara açılması ve başka şirketleri satın alabilecek finansmanın sağlanması hedeflenir. Yatırım seviyelerinde bir sonraki aşamaya geçildikçe risk seviyesi de azalmaktadır.

Start-up Yatırım Sürecinin Aşamaları ve Hukuki Yönü

1. Girişimci ve Yatırımcı Görüşmeleri

Start-up’ın temelini girişimcinin fikri ve yatırımcılar ile yaptığı görüşmeler oluşturmaktadır. Bu noktada yatırımcı bulmak isteyen girişimciler sektörün tecrübeli yatırımcıları ile bir araya gelerek fikirlerini kapsamlı biçimde bu kişilere sunmalıdırlar. Sahip olduğu sermayeyi etkili bir biçimde kullanmayı amaçlayan yatırımcılar ise girişimcilerin fikirleri, iş modelleri gibi pek çok konuda detaylı bir değerlendirme yapacaktır. Fikir ve iş modelinin de ötesinde girişimci ve ekip arkadaşlarının yetenek ve potansiyelleri, yatırımcının değerlendirmesine katkı sağlayacak önemli hususlardır. Bu kapsamda yatırımcı yalnızca bir yatırım kaynağı olarak görülmemelidir, sektördeki tecrübesi ile bilgi birikimi de dahil yatırımcının girişimciye pek çok katkıda bulunması muhtemeldir.

Ancak bu aşamada girişimcilerin, girişimleri ile ilgili detay bilgileri gizlilik sözleşmesi veya sonraki aşamalarda paylaşması hak kaybına uğramaması adına daha faydalı olacaktır. Yine girişimciler bu aşamada bağlayıcılık derecesi yüksek taahhütlerde bulunmamalıdır.   

2. Gizlilik Sözleşmesi (NDA- Non Disclosure Agreement)

Start-up’ın temelinde bir fikir ürünü yattığından, bu fikrin korunması da gerekecektir. Ancak fikrin büyümesi için bu fikrin paylaşılması ve fikir ile ilgili görüş alınması da zorunludur. Bu noktada özellikle fikrin çalınmaması için yapılacak gizlilik sözleşmesi büyük önem taşımaktadır. Gizlilik sözleşmesi ile gizli bilgiyi veren tarafa bu bilginin gizli kalacağı taahhüt edilir. Gizlilik sözleşmesi yapılması durumunda ilgili kişinin onayı olmadan, proje kapsamında gizli kalması gerektiği belirtilen bilgi veya belgelerin üçüncü kişilere açıklanması ya da paylaşılması mümkün olmayacaktır. Söz konusu sözleşmede hataya yer vermemek adına hangi bilgilerin gizli kalması gerektiği ve ne kadar süreyle gizli kalacağı açıkça düzenlenmelidir. Sözleşmenin ihlal edilmesi halinde ihlali gerçekleştiren tarafın tazminat sorumluluğu doğacaktır. Bu noktada caydırıcı bir cezai şart hükmü sözleşmede kesinlikle yer almalıdır. Yine de sonuçları göz alınarak ve sözleşme ihlal edilerek fikre zarar verilmesi mümkündür. Bu sebeple girişimcinin karşı tarafa güven duyması gerekmektedir. Taraflara güven duyulmaması halinde projeye dair fazla detay bilgilerin paylaşılmaması yararlı olacaktır.

Genel olarak sözleşmede bilgilerin belirli veya belirsiz süreli olarak gizli tutulacağına, ancak izin verilen ölçüde üçüncü kişi veya kurumlara iletilebileceğine, ilgilinin talep etmesi halinde bilgilerin iade ya da imha edilebileceğine ilişkin hükümler yer almaktadır. Ancak sözleşmede yer alan tek bir maddenin dahi tüm süreci etkileyebilmesi mümkün olduğundan özellikle hukuk bilgisi olmayan kişilerce yapılan sözleşmeler dikkatle okunmalı ve bunun sonucunda imzalanmalıdır.

3. Ön Değerleme Aşaması

Görüşmeler ve gizlilik sözleşmesinin imzalanmasının ardından girişim için net olmayan yaklaşık bir değer biçilmesi söz konusu olacaktır.  Son değer ileri aşamalarda belirlenecektir ancak yatırımcının hangi değer üzerinden girişime yatırım yapacağının görülmesi ve belirlenmesi açısından bir ön değerleme yapılmaktadır.

4. Niyet Mektubu (Term Sheet)

Niyet mektubu esasen bir ön/çerçeve sözleşme niteliğindedir ve taraflar açısından bağlayıcıdır. Ön değerleme aşamasının ardından bu niyet mektubu imzalanarak yatırımın genel hatları ve ileride kurulacak temel sözleşmelerin esaslı noktaları ortaya konulur. Bu aşamadan sonra süreç daha ciddi ilerleyeceği için detaylar doğru tespit edilmeli ve ilerleyen dönemde doğabilecek olası uyuşmazlıkların önünde geçilmelidir.

5. Finansal ve Hukuki İnceleme Raporu (Due Diligence)

Yatırım sürecinde girişime, girişimciye, iş fikrine ve pazara dair saha araştırılması, mali ve hukuki verilerin incelenmesi süreci “due diligence” aşamasını oluşturur. Bu aşama ile girişimciler, girişimlerinin mali ve hukuksal anlamda güçlü ve zayıf yönlerini görürken riskler ve eksiklikler de belirlenmekte ve yatırımcılara bir öngörü sağlamaktadır. Bu noktada yatırım sürecin devamı için istenilen tüm dokümanlar özenle ve eksiksiz hazırlanmalıdır. Due diligence süreci çoğu zaman bağımsız kuruluşlar ya da danışmanlık firmaları tarafından hazırlanan raporlar ile gerçekleştirilmektedir. Rapor için yapılan araştırmalar mali durumlara ilişkin olmakla birlikte hukuki durumları da kapsar. Bu noktada hukuki engel ve olumsuzluklar ortaya konularak farklı danışma birimlerinden de görüş ve bilgi alınır. Aşama sonunda yatırım kararı alınması halinde mali değer de belirlenecektir.

6. Sözleşmelerin İmzalanması

Yukarıda sayılan aşamaların tamamlanması ile sözleşmeler imzalanarak yatırımın gerçekleştirilmesi aşamasına geçilecektir. Bu aşamada pek çok sözleşme yer almakla birlikte sıkça kullanılan ve önemli iki sözleşme türü bulunmaktadır:

a. Hisse Devir Sözleşmesi (SPA – Share Purchase Agreement)

Girişimin belirli bir kısım hisseleri yatırımcıya devredilecek ve yatırıma hukuki anlamda da ortak olunacaksa, ilgililer arasında hisse devir sözleşmesi gerçekleştirilir. Sözleşme kapsamında hisselerin değeri, bedeli, ödeme şekilleri vb. çeşitli hususlar yer alır.

b. Hissedarlar Sözleşmesi (SHA – Shareholders Agreement)

Hisse devir aşamasının ardından girişimci ve yatırımcı ile birlikte hissedarların girişim içerisindeki yerinin belirlenmesi amacıyla hissedarlar sözleşmesi imzalanır. Bu şekilde girişimin gelecekteki yönetim ve yol haritası belirlenir. Sözleşmede genel olarak yönetim ve genel kurul yapısı, gizlilik, rekabet yasağı, hisse payları gibi konular yer almaktadır. Bu noktada önalım hakkının da düzenlenmesi önemlidir ve genellikle bu tür sözleşmeye dahil edilmektedir. Hissedarlardan biri sahip olduğu hisseleri tamamen veya kısmen satmak istediğinde mevcut hissedarlar önalım hakkını kullanarak bu hisseyi satın alabilirler. Böylece girişime dışarıdan dahil olabilecek olumsuz etkiler minimuma indirilebilecektir. 

Sonuç Olarak; 

Fikrin üretilmesinden girişimin başarıya ulaşmasına kadar start-up’larda yatırım ihtiyacının yanı sıra hukuki pek çok soru da süreçle birlikte gündeme gelmektedir.  Bu noktada fikrin önünde yasal bir engel bulunup bulunmadığı, mevzuata uygun olup olmadığı, fikrin çalınmaması için neler yapılabileceği, ortaklık şartları, rekabet yasağı, ticari sırlar, sözleşme ihlalleri, exit süreci vb. gibi yatırımın, yatırımcının ve girişimcinin emek, zaman ve sermayesini önemli derecede etkileyebilecek hususların çözüme kavuşturulması start-up’ın başarıya ulaşması adına hayati önem taşımaktadır. Bu sebeple doğru yatırımcının seçilmesi kadar, sürecin hukuksal anlamda da doğru yürütülmesi tüm taraflar adına başarılı bir girişim süreci için temel basamaklardan biridir.  

Barış Mükyen