Ülkemizdeki Kentsel Dönüşüm Süreçleri İle Dünyadakileri Kıyaslama | Barış Mükyen
Blog,  Hukuki Makaleler,  İnşaat Hukuku

Ülkemizdeki Kentsel Dönüşüm Süreçleri İle Dünyadakileri Kıyaslama

Türkiye Gecekondu Dönüşümü

Gecekondu dönüşüm süreci belediyelere yıkılmış, tapu tahsis ve imar affı uygulamaları ile gecekondu dönüşümü imara aykırılık dönüşümü şeklinde gerçekleşmiştir. Yine tapu tahsis belgeli yerler ve gecekonduların kentsel dönüşümünde malik hakları muğlaktır.

Kuştepe Kentsel Dönüşüm Projesi

Bu dönüşüm sürdürülebilir mahalle yenileşme projesi fikri ile ilerletilmiştir. Ancak geçmiş kaynaklı malik haklarındaki net olmayış ve proje bazında yapılaşma fikrinin uygulanamaması ise bir çok yeni mağduriyet doğurarak amaçtan uzaklaşmıştır.

Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi

İlgili proje için merkezi idare ile belediyeler arasındaki yetki karmaşasının geç düzenlenmesi, parsel bazlı ve mülkiyet hakkına ters düşen uygulamaları ile kısmi olarak metruk kısmi olarak da hak kayıpları ve binlerce uyuşmazlıkla uygulandı.

Tarlabaşı Kentsel Dönüşüm Projesi

Proje dönüşüm mantığından uzaklaşarak hem düşük bağımsız bölüm m2 si ile konut amacını doğal süreçte yitirmiş, farklı mimari yaklaşımlarla hem aykırılıklar oluşmuş hem doku bozulmuştur. Bunun yanı sıra bir çok hak kaybı, uyuşmazlık doğmuştur.

Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi

Ana amaç fiziksel görüntü geliştirilmesi ve güzelleştirilmesiydi. Özellikle havaalanı yolu üzeri için teknik ve modernite bakımından dönüşümün olumlu yansımaları görülmüştür. Söz konusu dönüşüm için özel kanun çıkarılmıştır.

Dünyadaki Kentsel Dönüşüm

Paris’in Kentsel Dönüşümü

Kentsel dönüşüm ve değişimin dünyadaki en güzel örneklerindendir. Her ne kadar bu dönüşüm ağırlıklı olarak imparatorluk döneminde mülkiyet hakkını kısıtlayıcı şekilde gelişse dahi günümüzde korunup, geliştirilmesi ideal kentsel dönüşüme örnektir.

Londra Dönüşüm Projesi

1900’lü yıllar ile başlayan ve Taksim benzeri yapısı ile düzenleme ihtiyacı duyan meydan için ciddi dönüşüm süreçleri işlenmiş ve sürekli geliştirilmiştir. Ancak ana kurulan bir sistematiğin temel düzeyde korunması ise yine bu dönüşümü örnek kılmaktadır.

Hiroşima Kentsel Dönüşümü

Hiroşima atom bombası ile komple yok olup, zorunlu dönüşüme örnek bir kenttir. Dönüşümün çoğulcu bir yaklaşım ile yapılması da yine örnek teşkil eder. Birlikte hareket etmek be şeffaf süreç yönetimine örnektir. Depreme dayanıklılığa da edilmiştir.

Beyrut Kent Dönüşüm

Modern ve geleneksel mimarı arasındaki sentezi yakalayan dönüşüm örneklerindendir. Maliklere haklarının hisse senedi olarak verilmesi de farklı bir uygulama olmuştur. Bu dönüşümde mülteci sorunu da dönüşümün parçası olarak hesaplanmış ve başarıya ulaşmıştır.

Rio Gecekondu Dönüşümü

Gecekondu bölgesindeki şartların kötülüğü ve şehrin farklı kesimleri arasındaki koşulların farklılıklarının giderilmesi amaçlansa da hem politik hem de hukuki düzenlemeler bakımından istenen sonuçlar alınamamıştır. Amaç ile sonuç paralel gelişmemiştir.

Hukuki Yorum

Bazı ülkeler ve projeler ile ülkemizdeki projeler kıyaslandığında önemli farklılıkları görebiliyoruz. En çok rastlanan durum söz konusu dönüşümlerin taraftarı destekleyicisi dünyada taban yani halk iken ülkemizde ağırlıklı olarak bu durum dayatma şeklinde gelişmiş ve 6306 sayılı kanuna dahi bakıldığında onlarca mülkiyet hakkını kısıtlayıcı hususa rastlayabiliriz. Yine ilgili yasanın amacı ve önceki uygulamalara bakıldığında ülkemizde dönüşüm parsel bazlı ilerlemektedir. Bu durum hem aykırılıklar hem farklı uygulamalar hem de dönüşümün bütünsel ruhuna aykırılıklar doğurmaktadır. Böylelikle tekil değişim bir çok mağduriyet doğurmakta ve bölgenin amaçlanan bütünsel dönüşümünü engellemektedir. Bunun yanı sıra dünyadaki örneklere bakıldığında dönüşüm alt yapı, üst yapı ve sosyal alanların düzenlenmesini ifade ediyorken zorunluluklar dışında ülkemizde yalnızca binaların yeniden yapılanması yenilenmesi anlayışı ile ilerlemektedir. Yine eklemek gerekir ki dünyadaki örneklerinde dönüşümün yetkilendirmesi kollektif bir birliktelikte veya devlet garantisindeyken ülkemizde daha çok inşaat şirketlerinin yetki tekelinde ilerlemektedir. Tapu sahipleri bakımından ise mülk sahipleri dünyadaki dönüşümlerde sermaye katkısı sunabiliyorken ülkemizdeki ekonomik durum ve dönüşümün uygulamaları gereği bu katkı yok denecek seviyededir. Ayrıca 6306 sayılı kanunun tüm ülkede geçerli olması kentsel dönüşüm mantığına da aykırıdır. Dünya genelinde bu şekilde uygulama bize özgüdür. Sonuç olarak bakılacak olursa dönüşüm yeni sorunlar doğurmakla beraber geçmiş sorunların çok az kısmını çözmektedir. Bunun dışında tarihi, modern, sosyal dönüşüm bakımından veya tapu maliklerinin memnuniyeti bakımından değerlendirildiğinde bütünü ile yetersiz bir dönüşüm olduğu görülmektedir. Kentsel dönüşümün amacı ve doğası öncelikle anlaşılarak, daha sonra hukuki bir zemin oluşturulmalı ve katılımcılık esas olmalıdır.