
“Yarısı Sizden Yarısı Bizden” Kampanyası İncelemesi
Doğru sorular ile süreci netleştirmeye çalıştım. Çevre Şehircilik Bakanlığı vermiş olduğu kısıtlı bilgilendirme ile süreci 5 adımda işleteceğini belirtmiştir.
- Adım 1: 26 Nisan/ 29 Mayıs arası başvurular alınacak.
- Adım 2: Kabul edilen talepler için bina incelemesini uzmanlar yapıp, keşif raporunu sunacak.
- Adım 3: Gönüllük esas olup, anlaşma sağlanan bina için protokol yapılıp proje aşamasına geçilecek.
- Adım 4: Ruhsat alma süreçleri başlayacak.
- Adım 5: Daire tiplerine göre farklı olmak üzere maliyetler sabitlenecek ve yarısını bakanlık yarısını daire malikleri karşılayacak. Malikler kendilerine düşen kısmın sadece %10’luk kısmını ödeyecek gerisini ise 10 yıl içerisinde 120 ayda verecek ve projeler ise en geç 2 yıl içerisinde tamamlanacak.
Sürece şöyle göz ucuyla bakıldığında peki şu aşağıda soracağım sorular oluşmuyor mu veya cevapsız kalmıyor mu?
- Deprem bölgesinde yapılacak yaklaşık 500-750 bin arası konut için hem hazineye gelen yük hem de inşaat sektörüne gelen yüke bakıldığında herhangi bir bölgeden gelen dönüşüm talebini TOKİ’nin veya idarenin karşılayabilecek mali/ operasyonel gücü var mıdır?
- Mevcut koşullarda ülke çapında 1 milyona yakın konutun dönüştürme ihtiyacı varken ve bu bağımsız bölüm olarak değerlendirildiğinde neredeyse 4-5 milyonluk bağımsız bölüme denk gelen yükün altından idare sadece %10 ön ödeme alarak kalkabilir mi veya bu reel mi?
- Eğer bir üstteki sorudaki durum reel değil ise dönüşüme uygun her bir parsel kabul edilmeyip yalnızca belirli koşullara göre mi kabul olacaktır? Kabul koşulları riske göre değil de potansiyeline veya başka kriterlere göre mi olacaktır?
- Riskli alanlarda yapılacak her bir parsel için mevcutta var olan kadar bağımsız bölüm çıkmama durumu yönetmelik gereği bir gerçeklik iken örneğin 30 bağımsız bölüm malikli bir yerde 15 bağımsız bölüm çıkıyorsa kimler daire sahibi olacak veya açıkta kalanlar ne olacak?
- Gönüllülük esası belirtilmiş ancak sıralamaya bakıldığında uzmanlar keşif ve ön incele yaptığında aldıkları örnekler ile parsel veya yapı riskli ise buna rağmen “malikler“ uzlaşmadıysa kentsel dönüşüm ve riskli yapı temel mantığı gereği nasıl yıkım olmayacak?
- Her senaryonun olumlu geliştiği bir süreçte TOKİ bu denli devasa dönüşümü yapamayacağından işleri yapacak alt taşeron firmalar neye göre belirlenecek ve aynı yetkinlikte işler çıkacak mı ? Bu duruma dair herhangi bir garanti olacak mı?
- Yapılan kampanyada m2’ler için bazı sınırlandırmalar konulmuş ancak ilgili parsel ile alakalı olarak m2 bakımından eksiklik veya fazlalık çerçevesinden m2 değişimlerine dair karışıklıklar nasıl giderilecek?
- Kentsel dönüşümün temel esası olan afete dayanıklılık ve mimari yapıya uyumluluk bakımından bu denli her alanı kapsayıcı genel bir düzenleme özel alan ve durumlar için mağduriyet yaratıcı veya karmaşaya yol açmayacak mıdır?
Hukuki Yorum
Kentsel dönüşüm süreçleri hem özel durumu gereği hem de birden fazla kişiyi ilgilendirmesi bakımından oldukça fazla nüansları olan ve üzerinde fikir birliğinin yakalanması zor süreçlerdir. Yakın zamanda ülkemizde olan elim deprem felaketi sonrasında geçmişe oranla malikler riskli alanlar ve riskli yapıların dönüştürülmesi konusunda daha ilgili veya çözümcül hale gelmişlerdir. Elim bir felaket sonrası bu bilincin uyanması üzücü olsa dahi yine de yakalanmış bu bilinç gelecek hatalardan ve felaketlerden can kaybı ve hasar bakımından ağır yaralar almadan geçebilmemize imkan yaratmıştır. Ancak söz konusu uygulamanın duyurulması ile beraber yine insanlarda soru işaretleri oluşmuş ve sonuca ermeye yakın dönüşüm süreçlerinde dahi soru işaretleri oluşmuştur. Yapısı ve temellendirilmesi bakımından uygulanması mümkün görünmeyen uygulamanın maalesef ki doğası gereği yeterince karmaşık olan kentsel dönüşüm iklimine yalnızca ilave kaos yaratacağı düşüncesindeyim. Umarım bir an önce bilim, toplumsal bilinç ve çözümcül ilkeler ışığında toplumsal ve kentsel dönüşüm seferberliğimiz başlar.
Bunları da beğenebilirsiniz

İnşaat Süreçlerinde Eksik İş Ve Eksik İşten Sorumluluk Hususları
18 Temmuz 2022
Hep İyi Hissetmek Mümkün Mü?
1 Mart 2023